2011 Temmuz

Kıraç’ı çok sevmeme ve hemen hemen her şarkısını bilmeme rağmen, Afyonkarahisar tabelasını geçip biraz daha ilerledikten sonra, uzakta, şehrin ortasında dimdik bir kaya kütlesinin tepesinde bulunan bu yıkıntıyı görene kadar, Afyon Kalesi=Afyonkarahisar Kalesi=Karahisar Kalesi ilişkisini kuramadığımdan türküde geçen Karahisar Kalesi’nin burası olduğunu bilmiyordum. Bugüne kadar merak edip araştırmamıştım da. Biraz kalenin isminden biraz da türkülere konu olmasından olsa gerek Karahisar Kalesi deyince böyle şehrin merkezinde, medeniyetin ortasında bir kaleden ziyade, Anadolu’da bir dağın başında, zor bir yolu olduğu için pek uğrayanının olmadığı bir kale aklıma gelirdi. Gerçi “zor yol” konusunda yanılmamışım zira 625 basamakla çıkılan Karahisar Kalesi’ne çıkmak, bize Temmuz’un ortasında nasip oldu. Yaz tatili için 4 arkadaş Ankara’dan Antalya’ya gidiyorduk. Afyon’dan geçerken kaleyi görüp buraya kadar gelmişken Karahisar Kalesi’ne çıkmadan geçmeyelim diyerek şehrin içine girdik.

Kale civarından görüntüler :

Yukarı çıkmadan önce kalenin yakınında bulunan Ulucami’yi ziyaret ettik.

13. yy’ın ikinci yarısında yani Anadolu Selçukluları döneminde yapılan Ulucami, içinin tamamen ahşap olması ile dikkati çekiyor.

Kaleye çıkış yolu üzerinde bir dilek ağacı.

Afyon Kalesi yüzyıllarca çeşitli inanışlara, birçok efsaneye konu olmuş. Kalenin tarihi günümüzden 3340 yıl öncesine kadar uzanıyor. Kalenin M.Ö. 1340 yılında Arzava ülkesine sefere çıkan Hitit Kralı II. Murşil tarafından, ordusunun kışı geçirmesi amacı ile yaptırıldığı biliniyor. O zamandan bugüne, Hz. Ali’den Battal Gazi’ye kale birçok efsaneye konu olmuş. Yukarıda kız kulesi veya kız kalesi adı verilen yerden, gelinlik çağa gelen kızların “Bahtım bahtım, altın tahtım, evlenecek vaktım” benzeri bir mani ile aşağıya bağırdıklarında, tez zamanda uygun bir kısmet bulduklarına inanılıyor. Kaleden bütün Afyon’a bağırıyorsun, biri çıkar elbet 🙂

Afyon Kalesi’nden Ulucami

Şehrin ortasında volkanik bir kaya kütlesi üzerinde bulunan kalenin yüksekliği 226 m. Aslında bozkır manzarasından çok da fazla bir şey vaad etmiyor. Tam üst kısmı rüzgarlı.

Sırasıyla Hititler, Helenler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlıların himayesine giren kaleye Hititler döneminde “Hapanuva” (Yüksek tepe şehri anlamında), Helen, Roma ve Bizans döneminde “Akronium”, Selçuklu ve Osmanlı döneminde ise “Karahisar” adı verilmiştir.

Frigler döneminde ibadet yeri amaçlı kullanımı ile ön plana çıkan kale, güç ulaşımı nedeni ile tarih boyunca genel olarak savunma amaçlı kullanılmıştır. Selçuklular döneminde I. Alaaddin Keykubat kaleyi onartarak içerisine mescid, su sarnıçları vb. yapılar yaptırmıştır. Askeri amaçlı kullanıldığı için içerisinde yerleşim amaçlı konutlar bulunmaz. Yine Selçuklular zamanında devlet hazinesi Karahisar Kalesi’nde saklanmış ve kaleye “Karahisar-ı Devle” adı verilmiştir.

Bir başka gezi yazısında görüşmek üzere..

Son Aramalar

afyon kalesi, karahisar kalesi, afyonkarahisar, afyon, türk bayrağının kullanıldığı yerler, karahisar kalesi hikayesi, afyonkarahisar kalesi, afyonkarahisar kalesi efsanesi, afyon kalesi efsanesi, türk bayrağı nerelerde kullanılır, afyon tarihi yerleri, Afyon kalesi hikayesi, bayrağın kullanıldığı yerler, afyon kalesi tarihi, afyonun tarihi yerleri, karahisar kalesi tarihi, afyonkarahisar tarihi yerler, afyon tarihi yerler, bursa tarihi yerler, yılan kalesi hikayesi, afyon kalesinin tarihi, afyon şehri, afyonkarahisar tarihi yerleri, karahisar kalesinin öyküsü, afyon manzara