İzmir Kuş Cenneti ‘flamingo’ yolu gibi

Kuşcennetinin simgesi flamingolardan bu yıl 7 bin flamingo kuluçkaya yatarken, bu yumurtalardan 5 bin yavru flamingo dünyaya geldi.

İzmir’in Çiğli ilçesindeki İzmir Kuş Cenneti, Orman Genel Müdürlüğü tarafından koruma altında bulunuyor. 1982 yılında Su Kuşları Koruma ve Üreme Sahası ve 1985 yılında birinci derecede doğal Sit alanı olarak tescil edilen 8 bin hektarlık alanda 291 kuş türü yaşıyor. Tepeli pelikan, pembe kanatlı flamingo, yalıçapkını, gri ve siyah leylekler gibi birçok kuşun yaşadığı İzmir Kuş Cenneti Türkiye’nin en önemli sulak alanlarından biri olarak biliniyor. Her yıl 50 bin civarında kuşun ziyaret ettiği bölge kuşların göç yolları üzerinde yer alıyor.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü 4. Bölge Müdürü Rahmi Bayrak ve Şube Müdürü Hayati Binboğa; Orman Genel Müdürlüğü tarafından koruma altında bulunan İzmir Kuş Cenneti’nin Büyükşehir Belediyesi’nin de dahil olduğu İZKUŞ tarafından geliştirilmeye çalışıldığını ifade etti.

Rahmi Bayrak; bugün burada Türkiye ’nin, İzmir ’in en güzel alanlarından birinde bulunduklarını belirterek şöyle konuştu: “Gediz deltası sulak alanı, yöresel ifadeyle kuş cennetinde bulunuyorsunuz. Bu alan Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, 4. Bölge Müdürlüğü, İzmir İzkuş Müdürlüğü sorumluluk alanında bulunmaktadır. Bu alan bakanlığımızın denetimi ve yönetiminde bulunuyor.

Bu alan malumunuz Türkiye ’de flamingoların iki önemli üreme alanından birisidir. Dolayısıyla bu alanın Türkiye açısından çok önemli bir saha olduğunu ifade etmek istiyorum. Bu maksatla değişik faaliyetler yatırımlar yapmaktayız. Bu alanın korunması, geliştirilmesi, gelecek kuşaklara aktarılması son derece önemli. Bu açıdan bu alana bakanlık olarak verdiğimiz değer çok fazla. İzmir Kuş Cenneti Birliği, sivil toplum örgütleri, üniversiteler, bakanlığımız yan yana omuz omuza çalışmakta, ekiplerimiz sürekli alanlarında koruma faaliyetleri yapmaktadır. Bu alan kuş türleriyle, ekosistemiyle, havzasıyla, bütün canlılarıyla harika bir alan ve çok kıymetli bir ekosistemi oluşturmakta. Aynı zamanda yaban hayatı koruma sahası olarak da bulunmakta. Dolayısıyla İzmir ’in, Çiğli ’nin, Sasalı ’nın hemen yanında bu metropol şehrin bitişiğinde son derece kıymetli değer verilmesi gereken bir alan. Türkiye ’de bu alanları her yere kurmak zorundayız. Çünkü burada bir hayat var.”

Kuş Cenneti ’nde yapılan yatırım ve çalışmalardan bahseden Bayrak; sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu çalışmalarımızın kamuya aktarılması çok önemli bir görevdir. Ziyaretçilerimiz her zaman gelebilir, fotoğraf çekebilirler. Alandaki görevlilerimiz mutlaka onlara yardımcı olacaktır. Onlara bilgi vereceklerdir. Teşekkür ediyorum.”

Hayati Binboğa ise; “İzmir Kuşcenneti hem İzmir hem Türkiye açısından çok önemli bir alan. Şu an bulunduğumuz alan Gediz Havzası Sulak Alanı olarak görülmektedir. Gediz Nehri 401 km ’lik bir alandan dolaşarak Ege Denizi ’ne dökülmektedir. Delta 17.500 km ’lik bir alana sahiptir. Gediz Nehri 7 kez nehir yatağı değiştirmiştir. Toplam alanı 20.400 hektarlıktır. Bu kadar şehirle iç içe olan bir alan, bulunduğu konum dolayısıyla da büyük bir önem arz etmektedir. Sanılanın aksine sulak alanlar sadece göller, nehirlerden ibaret değildir. İçerisinde birçok kuş türü, çeşitli habitatlar barındırırlar. Tatlı ve tuzlu su ekosistemleri, sulak alanlar veya bataklıklar bu açıdan kuş çeşitliliği için önemlidir. İşte bu nedenle alanımız birçok kuş türünün yaşamasına müsait bir alandır. Alanımızda 291 çeşit kuş bulunmaktadır.”
Deltada geçmişten günümüze birçok antik kentlerin olduğunu ifade eden Binboğa; şunları söyledi: “Bir kısım kalıntılar ortaya çıkmaktadır, bazı kalıntılar İngiltere ’de sergilenmektedir. Havza ’da birçok köy vardır ve Gediz ’in getirdiği alüvyonlar, verimli topraklarda tarım yapılmaktadır. İzmir ’in tarım ihtiyacının büyük bir kısmını bu delta karşılamaktadır. Böyle bir deltanın değişik statülerde korunması gerekiyor. Gediz Deltası Sulak Alanı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğal Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğüne bağlı bir alan. 1982 yılında su kuşlarını koruma ve üretme sahası olarak kurulmuştur. Ayrıca doğal Sit alanı olarak korunmakta. Baktığınız aman alanımız çok güçlü korunma statüleriyle korunuyor. Bu nedenle günümüze kadar en güzel haliyle korunmuştur”
Binboğa, sahada, 291 çeşit kuş türünün yanı sıra 100 üstünde bitki çeşidi, omurgasız canlılar ve memeli hayvanların görülebileceğini söyledi.

Çakal, tilki, porsuk, yaban domuzu ve kurbağa türlerinin bu alanda barındığını anlatan Binboğa, sözlerine şöyle devam etti: “Her sene yaptığımız kuş sayımlarıyla alanımızdaki kuş sayısını ve çeşitlerini tespit ediyoruz. Kuş cenneti deyince yalnız bu bölge anlaşılıyor ancak kuş cenneti Mavişehir ’den başlıyor. Bu alan hem soyu tükenmekte olan tepeli pelikan hem de flamingoların üreme alanı olması nedeniyle büyük öneme sahip. Deltada yapılan faaliyetler denilince hayvancılık, bağ ve bahçecilik, deniz börülcesi üretimi, tuz üretimi, balıkçılık başta geliyor. Tuz ihtiyacımızın yüzde 30 ’unu buradan karşılıyoruz.”

Böyle bir alanın bir yönetim planı olması gerektiğini belirten Binboğa; şöyle konuştu: “Biz yeni bir yönetim planı oluşturduk. Her kurumun alanla ilgili yapması gereken faaliyetler belirlendi ve yönetim planı şu an yürürlüğe girdi. Bu plana bağlı olarak faaliyetlerimizi yürütüyoruz. İzmir Kuş Cenneti koruma ve geliştirme birliği ilk defa bir bölgeyi koruma amacıyla oluşturulmuş bir birlik. Biz bu birlikle birlikte faaliyetlerimizi yürütüyoruz. 2 ayda bir burada yapılması gereken çalışmaları katkılarımızı değerlendirip toplantı yapıyoruz. Yapılacak tüm faaliyetler için birlikte kararlar alıyoruz. Tüm faaliyetlerimizi kamuoyuna da duyurmak ve kuruluşlardan yarım almak amacıyla valimizin başkanlığında mavi sulak alan komisyonu toplanıyor. Dolayısıyla iki önemli komisyonla Gediz deltası korunmakta ve faaliyetler yürütülmektedir.”

Binboğa; “Bakanlığımızın katkılarıyla tatlı su alanlarına su sağlama projeleri, tahrip olmuş habitatların eski haline getirilmesi, doğal malzemelerle kuş yuvalarının yapılması, leylek yuvalarını koruma ve yurt dışından gelen çeşitli bilim adamları ve araştırmacılarla ortak çalışmalar yaptıklarını söyledi. Böyle bir alanda ister istemez kaçak avcılık da olduğunu anlatan Binboğa, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun önüne geçmek için av koruma ekipleri bulunmakta. Av koruma faaliyetleri yürütüyoruz, bilgilendirme yapıyoruz. Dünyanın en büyük üreme adası 2012 burada gerçekleştirildi. Amacımız 13.000 flamingonun yuva yapmasını sağlamaktı. Bu sene 7000 çift bu alanda yuva yaptı, 5000 civarında yavru çıktı; bu büyük bir başarı.”

Doğaseverler ve fotoğraf hobisi bulunanlar için Çamaltı Tuzlası ile Kuş Cenneti bulunmaz görsellik sunuyor. Kuş Cennetinde ayrıca ziyaretçi merkezi, kuş gözlem kuleleri, dürbün ve gezi bisikleti bulunuyor.
Başta kuşlar olmak üzere memeliler, sürüngenler, iç su balıkları ile tatlı su, tuzlu su ve acı su ekosistemleri, kumullar, lagünler, tuzcul kıyı çayırları, sazlık alanlar, geçici sulak çayırlar gibi bir çok önemli kaynağı bünyesinde barındıran İzmir Kuş Cenneti (Gediz deltası), sadece Türkiye değil uluslararası öneme sahip. Bu alan şu an Türkiye’nin tek Yaban Hayatı Koruma Sahası olarak biliniyor. Alan her ne kadar yapay olarak canlandırılsa da kuşlar için önemli bir beslenme ve üreme alanı. Tuzcul ekosistemlere bağımlı olan ve Türkiye’de sadece Tuz Gölü ve Gediz deltasında üreyen flamingolar, tuz yoğunluğunun yüksek olduğu adacıklarda yavruluyor.

Gediz deltasında bulunan yaban hayvanları arasında kuşlar çok önemli bir yere sahip. Çünkü delta Türkiye’nin en fazla kuş çeşitliliğine sahip alanlarından birisi. Alanda bugüne kadar yapılan araştırmalar ve amatör kuş gözlemcilerinin gözlemlerinde 291 kuş türü kaydedildi.

Gediz deltası, flamingonun Türkiye’de Tuz Gölü ile birlikte ürediği iki alandan biri. Yüz ölçümü 550 metrekare olan Flamingo adası 2012 yılında yapılan çalışmalarla 6440 metrekareye çıkarılarak yaklaşık 12 bin flamingonun üreyebileceği bir alana dönüştü. Bu alan dünyadaki en büyük flamingo adası olma özelliğine sahip. Kış Ortası su kuşu sayımlarında, 17 bin flamingonun kışı deltada geçirdiği tespit edildi. 2003 yılından bu yana yapılan halkalama çalışmaları ile Gediz deltasında doğan flamingo yavrularının bir kısmı halkalanıyor.

Gediz deltası, nesli dünya ölçeğinde tehlike altında olan ve tüm dünya popülasyonu 15 bin olan tepeli pelikanın, Manyas Gölü, Büyük Menderes deltası, Aktaş Gölü ve Kızılırmak deltası ile birlikte Türkiye’de ürediği beş alandan biri. Homa dalyanının içerisindeki küçük adacıklarda her yıl 70 çift tepeli pelikan kuluçkaya yatıyor. Ayrıca, delta bu türün kışlaması açısından da önem taşıyor. 200-700 arası tepeli pelikan kışı Gediz deltasında geçiriyor. 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.